İsteyen varsa da sen onlarla arkadaşlık etme zaten. Burada soracağın sorulardan en keyiflisi karşındakinin hobilerini ya da zevklerini sormak olacaktır.
İş konuşmak bir saatten sonra sıkıcı olabilir. Sıkıcı olmasa bile kendini ölü bir konuşmaya sokmuş olabilirsin. Hiç bilmediğin bir konuda konuşmayı sürdürmek o kadar kolay olmayacaktır. Onun yerine keyifler, hobiler vs. Oldu mu canım kardeşim? Aşağıda madde madde yazıyorum sen de dikkat ediyorsun. Çok basit. Her şeyin başı gülümseyen bir yüz ve gözler. Gülümsediğin zaman daha yaklaşılabilir olmanın yanında sen de kendini iyi hissetmeye başlayacaksın.
Böylece insanlarla tanışman daha kolaylaşacak. Artık klasik bu. Kolları bağlı, ayakları çapraz olan birisi olursan yaklaşılmaz olursun. Bunun yerine kolların açık olsun. Karşındakiyle konuşurken 45 derecilik bir açıyla yanında dur. Tam karşısında durduğunda hem konuştuğun insan kıstırılmış hissedeceği için gerilecek ve kaçmak isteyecektir, hem de yeni insanlar konuşmaya dahil olmaktan ve seninle tanışmaktan imtina edeceklerdir.
Sürekli ortalığı kolaçan etmek gibi bir derdin olmasın. Arada bir ufak bakışlarla ortamda göz gezdir eyvallah ama sürekli dışarıya bakan birisiysen kimse seninle konuşmak ya da arkadaş olmak istemeyecektir. No Bahane, Yes Göz Teması! Bak bu çok temiz iş. Bunu her yerde kullan diye sona sakladım.
Şimdi elin gavuru buna mirroring diyor. Karşındakini bir aynaymışçasına taklit etmek. Tabi bahsettiğim taklit dört yaşındakiler gibi karşındakini bezdirene kadar söylediği her şeyi tekrar etmek değil. Karşındakinin sana güvenmesini sağlamak için onu kandırmak aslında. Onun duruşunu, konuşma hızını, nefes hızını, yüz ifadelerini taklit etmekten bahsediyorum. Karşındaki insan seni kendine daha yakın bulacak ve böylece sana güvenecek, konuşma ilerleyecek, yeni bir dostun olacak.
Bunu tatlı tatlı yap. Bacak bacak üstüne mi attı, bir on beş yirmi saniye sonra sen de at. Yavaş mı konuşuyor, sen de konuşmanı yavaşlat.
Sinsi sinsi yanaş karşındakinin zihnine. Sonrasında eğer konuşmayı ele geçirdiğini hissedersen test etmek için bu sefer ilk hareketi sen yap bak bakalım karşındaki bilinçsizce senin hareketini tekrarlıyor mu? Olaylar olaylar. Sen bunları yaptıktan sonra tatlı tatlı muhabbet ederek günü sonlandırman işten bile değil. Kafan rahat olsun. Senin de eklemek istediğin bir şey varsa hafta sonu bir partiye gideceğim orada gel anlat bana eklemek istediklerini. Yok bekleyemem diyorsan yorum yazabilir, Facebook, Twitter ve Instagram üzerinden yazabilirsin.
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. İnternet sitesi. Bir insanın psikolojisi onun ihtiyacı olan duyguları ona verecek insanları hayatına sokar; örneğin kendisine karşı acımasız bir insan ona sevgiyle yaklaşan birine karşı hiçbir şey hissetmez, çünkü ihtiyacı olan duygu sevgi değildir.
Nerede acımasız, saygısız ve kötü davranışları olan bir insan varsa onu bulur ve ihtiyacı olan dozda saygısızlığı hayatına çeker. Peki ya elini bile kaldırmadan ve hiçbir sosyal hayata girip çıkmadan sevgili bulmaya çalışanlar? Aslında bu durumda da dolaylı yoldan 'istememe hali' vardır. Bütün bunlar insan psikolojisinin karanlık girdapları ve hepimizde bunlarda birer parça var; önemli olan bunların farkında varmak ve en kısa sürede bakış açını değiştirmek.
Eğer bir insan bunu yapabilirse hayatında yanı başındaki fırsatları görecek ve adeta dehşete düşecektir.
Daha önce karşısına çıkan ancak asla şans vermediği bir insanla flört etmeye başlayıp aniden mutluluk kapısından giren yüzlerce insanla birebir çalışma imkanı buldum. Geçen haftaki yazımda bu konuya detaylı olarak değindim; önyargılarımız bizi mutluluğa götüren yolda önümüzdeki en büyük engellerdir.
Onlardan kurtulamadığımız sürece mutlu olabilmemiz neredeyse imkansızdır. Peki ya hayatımızda yeni bir sayfa açmaya hazırsak ve hiçbir önyargımız kalmadıysa, o zaman hangi mekanlarda yeni insanlarla tanışabiliriz? Öncelikle ilgili olduğunuz alanı tespit edin; örneğin dans. Bugün hemen her şehirde dans kursları mevcut çünkü bu yönde insanların ciddi bir ilgisi var, salsa, çaça veya tango kursları sosyalleşmek anlamında ciddi bir fırsat. Buradan hemen ilişki bulmak gibi bir anlam çıkmasın; bu konuda kısa bir bilgi vermeliyim: sosyalleşmek tanıştığınız insanın sizin hayatınızda illa bir ilişkiye dönüşmesi değildir, aslında o insanın sizin hayatınızda bir pencere açmasıdır.
Aklınızda kalması için bunu bir metaforla anlatmalıyım: Dünyayı kasıp kavuran Matrix film serisinin ilk filminde bir karakter vardır: 'Anahtarcı'. Başroldeki karakterlere sürekli yeni kapılar açan ve onların hayatlarında makas değişimlerini sağlayan çok kilit bir karakteri oynar. İşte sizin tanıştığınız bir insan da sizi bambaşka birisiyle tanıştırabilir. Sonra o yeni insan size yeni bir iş imkanı sunabilir ve siz o yeni işinizde birisiyle tanışıp belki de evlenirsiniz; hayatın akışına kendinizi bırakın ve mutlaka sizi bekleyen yeni deneyimler olduğunu unutmayın.
Evden çıkmayan bir insan ve başkalarına gülümsemeyi bilmeyen bir insan asla sosyalleşemez. Size açıklıyorum: Öncelikle şunu hatırlayalım, bir insan doğada vakit geçirdiği zaman muazzam bir huzurla dolduğunu söyler, "Rahatladım bana çok iyi geldi" der. Bunun açıklaması nedir? Bunun sebebi doğadaki titreşim alanının insan ruhuna en uygun titreşim alanı olmasıdır. Kuşların cıvıltıları, suyun akışındaki ses, rüzgarın yapraklarla dansını dinlerken kulağınızdan ruhunuza ulaşan titreşimler sizin bedeniniz ile ruhunuz arasındaki uyumu sağlayan titreşimdir, bu adeta bir tamamlanma ve farkındalık halidir.
İşte bu yüzden doğada olmak size her zaman iyi gelir ve doğadan uzaklaşan insan kendi ruhuyla bedeni arasındaki uyumu asla sağlayamaz ve gittikçe daha agresif ve depresif bir yapıya bürünür.
Bu yazıyı okuyan siz değerli dostum, asla ama asla doğadan uzak kalmayınız. İşte bu ruh hali içerisinde aynı uyumu doğada arayan yeni insanlarla sohbet etmek adeta şerbet gibidir; size çok iyi gelecektir. Doğanın titreşimindeki uyum sizin ruhunuzu ele geçirmiş olacağından en pozitif halinizle o insanla sohbet edeceksiniz, muhtemel o da ruhsal enerji olarak size uyumlu olacak. Buradan güzel bir dostluk veya ilişki doğabilir, kim bilir? Birisi kuzenini getirir; bir diğeri yolda karşılaştığı bir arkadaşını alır getirir.
Ben böyle bir olayla karşılaştım. Seneler önce bir arkadaşım bu şekilde evlendi, nasıl mı? Size kısaca anlatabilirim: Arkadaşım normalde evden pek çıkmayı sevmeyen bir adam, tam bir evcimen. Bir ortak arkadaşımızın doğum günü partisi vardı ve adeta zorla onu partiye götürdük. Normalde bu tip partilere gelmezdi.