Contents:
Flört yaparak evlenenlerde zamanla bu maskeler düşer ve gerçek kişilikler sergilenir. Gerçek kişiliklerden doğan dayanılmaz tavır ve davranışlar ise tarafları boşanmaya kadar götürür.
Artık bir sürü yanlışın kapısı aralanmıştır. Bazısı evlilikle bitse de çoğunluğu ayrılıktır. Hayatının büyük bölümünü iş yerinde erkeklerle birlikte geçiren kadın, ister istemez yeni samimiyetler kurar. Bu aşamadan sonra cinselliğin öne çıkmaması için hiçbir engel kalmaz. Çoğunluğu ateist olan batı toplumunda kişiyi bağlayan hiçbir dini inanış yoktur. İş yeri avlanmak için ona pek çok fırsatlar sağlar. Çünkü avlanmayı bekleyenlerin bir kısmı oradadır… Batı toplumunda kadın ve erkeğin her ikisin de beklentileri aynı olduğundan; kimin av - kimin avcı olduğu, çoğu zaman birbirine karışır.
Mustafa İslamoğlu Batı toplumlarında evlenenlerin kadın erkek fark etmiyor bekârlardan pek farkı yok. Batıda İslâm dinini seçip Müslüman olanların sayısının hızla artması, belki de bu sebepledir. Bizde ise bazıları; "batının içinde boğulduğu pislikleri" sahiplenmeyi meziyet sanıyor. Cinsellikte özgürlük isteyenler, evlilik dışı cinsel ilişkiyi peşinen kabul etmiş sayılır. Böyleleri flörtü, eşi olmayanlarla gireceği "cinsel ilişkinin kamuflajı" olarak kullanır. Batı cinselliği sokağa döker de bizim coğrafyamızda bundan etkilenenler olmaz mı? Elbette olacaktı ve oldu da Vahyin ve örfün çizdiği "ahlâk sınırını" geçenler için başka hiçbir sınır yoktur Sahada tek başına kalan medya; öncelikle, büyük şehir ve sahil yerleşim birimlerinde; daha sonra da tüm Anadolu'da tek kale oynayarak etkili olmayı başardı.
Çünkü; insan; nefsinin ve şeytanın esiri olduğunun farkında değildir. İçinde bulunduğu çevre itibariyle kendisini uyaranda yoktur Mantığı ona yaptıklarının doğru olduğunu söyler. İnsan; içerden nefsinin, dışardan şeytanın telkini ile zaman zaman bu sınırı ihlal eder. İhlallerin sayısı zamanla artar ve alışkanlık haline dönüşür.
Sınır direnci zayıflar, dış baskıya açık hale gelir. Bu kişinin mantığı, özdeşleştiği kitle içinde olup bitenleri normal karşılar. Çünkü kişinin mantığı, bu çevrenin ahlâkının ürettiği verilere göre çalışır ve davranışları ona normal gelir… Davranışları başkalarınca yadırganırsa, kabahati kendisinde aramaz.
Oysa bu kişiler, isteseler de onlar gibi olamazlar. Olsa olsa ikinci, üçüncü sınıf taklitçi olurlar. Sahip oldukları aile hayatının kıymetini bilsinler! Yaşadıkları İslâmi hayat ne büyük nimet, ne büyük saadet. Bu yaşayış onları öyle sıkıntılardan korur ki Ah, şu omzumda hıçkırarak ağlamış kızların adedini bilseler. Kulaklarım, böyle kızların çok feci ve kalpleri yakan şikâyetleri ile dolu. Evet, ışıklar ve çiçeklerle süslü balolar, konserler çok tatlı gibi görünür.
Aslında buralar, kadınların sömürüldüğü, erkeklere sunulduğu, şehvetlerin tatmin edildiği yerler Buralar, bir azap hücresi, bir cehennemdir… Türk erkeklerine sesleniyorum: Kadınlarınıza, kızlarınıza bunları iyice anlatın. Sakın bu yapılanların kadınlara iyilik olarak yapıldığını zannetmesinler.
Bunların sadece ve sadece kadını istismar için yapıldığını bilsinler, sakın bunlara özenmesinler. Sizinle tanışmak İstiyordum. Geliyor musun? Geç geleceğini bildiğimden, sıkılmadım. Geç kaldım. Bakkal beni lafa tuttu da… Sıkılmadın ya? Yani; temin edilir, kullanılır ve atılır. Böyle bir mantığa sahip kişide hormonların baskısı, aklı bastırır ve cinsellik gündeminin ilk sırasına oturur.
Gözü daima karşı cinstedir; birini bulmalı ve ihtiyacını gidermelidir; tıpkı, hiçbir sorumluluk taşımayan hayvan gibi… O, hangi çevrede dolaşacağını, avını nasıl yakalayacağını bilir. Niçin aynı fiili işleyen iki cinsten biri erkek masum, diğeri kadın suçlu olsun? Not: Kanunlar belirli bir yaşın üstündeki erkek ve kadının gönüllü veya bir menfaat karşılığı nikahsız cinsel birlikteliğini zinayı suç kabul etmeyebilir. Onun anlattıklarından aklımda kalanları sizlerle paylaşayım.
Ben ve arkadaş grubum pek çok kaçamaklar yaptık. Diyebilirim ki içlerinde en hızlısı da bendim. Öyle ki, hovardalık yapabilmek için başka şehirlere bile gittiğim olurdu… Paralı - parasız, şucu - bucu, şuralı - buralı çok kadınla birlikte oldum. Görsem çoğunu tanıyamam Şimdiki aklımla diyorum ki; onca emek, onca masraf, onca risk boşaymış… Şimdi geçmişte yaptıklarımı daha iyi yorumluyorum. Dünyanın en güzel, en cilveli nikahsız kadını, seni seven nikahlı hanımının çirkin bile olsa eline su dahi dökemez. Birilerini ayartmak kullanmak sonra onları bırakıp bir başkasının peşine düşmek, nefse hoş gelse de sorumsuz bir davranıştır.
İnsan, diğer insanlara karşı sorumluluk taşıdığı oranda insandır. O, bir hayvan gibi davranamaz.
Hissediyordu o da. Saat Bana 'Can can' derdi. Ben böyle söyleyince 'Ah can canım, sen burada çok mutsuz' diyordu.
Ayrılma kararı için neden bu kadar beklediniz? Başta ilişkiniz devam ediyor muydu? Evet ilk birkaç yıl devam etti. Sonra tamamen koptuk ister istemez. Gözden ırak olunca gönülden de ırak oluyor. Ama resmi olarak boşanmayı o istemiyordu. Nihayet ortak karara vardık ve resmi olarak da ayrılacağız. Duygusal bağınız zaten yıllar önce kopmuş. Yeni birini neden istemiyorsunuz hayatınızda? İşim, ailem, sevenlerim yetiyor bana, istemiyorum. Bir de yani bu yaştan sonra sevgiliyi ne yapayım! Niye öyle diyorsunuz? Yol arkadaşlığının yaşı olur mu?
Aşk da sevgi de ilişki de bir yaşa kadar güzel. Bir yaştan sonra tavsıyor her şey. Ben şimdi 66 yaşımdayım. Kendi yaşımda bir adamla flört edeceğim de ne olacak! Gayet güzel olabilir Ay hiç güzel olmaz! O adamın sorunları olacak, beli ağrıyacak, tansiyon ilaçlarını mı vereceğim? Hasta bakıcılığını mı yapacağım?
Nerede kaldı romantizm? Sizden biraz genç biriyle olabilir belki? Yok, o olamaz işte.
Etrafımda görüyorum o tip aşklar yaşayan kadınlar ama öyle bir ilişki yaşarsam ben kendime ve o ilişkiye saygı duyamam. Kendimden 15 yaş küçük adamla ne paylaşacağım ayol! Herkes yaşıtıyla flört etmeli. Sizce niye? Yahu niye olacak! Ya parası vardır, ya mevkisi. Daha lüks yaşamak için sırf. Zaten buna çok üzülüyorum. Şimdi herkes lüksün sıkıntısını çekiyor. Marka ayakkabı giymek, marka çanta takabilmek için kocaman adamlarla birlikte oluyorlar.