Contents:
Aradan günler geçmesine rağmen gemi kıyıdan ayrılmadı. Kürtler arasında bu kıyası yapan çok. Gözleriniz referandum kampanyasına dair afiş benzeri şeyler arıyorsa nafile. Çünkü siyaset bireyleri muhatap almıyor. Parti liderleri, aşiret ağaları ve etkili aileler üzerinden yürütülen pazarlıklar belirleyici. Ayrıca genel anlamda itirazın bedeli bazen ağır olabiliyor: Dışlanmak, tehdit edilmek, işinden atılmak, sürülmek, hapsedilmek ya da öldürülmek. Diplomasideki son hareketlilik, feci hatalarla ayaklarına gemici düğümü atan iktidarın can havliyle kendini çözme çabasından kaynaklanıyor.
Bunu eski kodlara dönüş ya da normalleşme olarak okuyanlar da var. Lakin iskeleyi fena halde dağıttıklarından gemiyi yanaştıracak bir liman da kalmış değil.
Iraklı aktörler bu yaklaşımla Şii ve Sünni dünya arasındaki gerilimleri de emebileceklerini düşünüyor. Pekâlâ, Kürtlerin mücadelesi tamamen İsrail parantezine alınabilir mi? Elbette hayır. O halde Kürdistan'ın ikinci bir İsrail olarak konuşlandırılmasını önlemenin yolu Türkiye, İran ve Irak'ın bölge halklarının çıkarına ve barışa hizmet edecek şekilde Kürtlerin iradelerini desteklemesidir. Deyr el Zor ise buna ilaveten coğrafi bir kart. Suudiler Sünnilerle yapamadığını Şiilerle yapmak istiyor.
Fakat Suudi stratejinin limitleri sınırlı. Kelamda değil fiilen mezhepçi tasallutun bitmesi lazım. ABD görünür görünmez unsurlarıyla Venezuela kazanının ateşini harlıyor. Bolivarcı dalgayı kesmek için bulunmaz bir fırsat var önlerinde: Kıtlık ve şiddet! Bu tür oyunlar sendeleyeni götürüyor.
Ne yazık ki bu konuda ciddi kaygılar var. ABD neyin peşinde? Yeni bir kimyasal tezgâhla Suriye tekrar vurulacak mı? Oğlu Muhammed tahta oturmadan ipleri ele alabilir. Bu ortaklığın Suriye sahnesine yansıması daha saldırganca olabilir. Bu saatten sonra Rusların Kürtleri kendilerine çekebilmek için daha somut adımlar atması ve garantör olarak öne çıkması gerekiyor.
Diğer yol yani karşılıklı güç gösterisi sonu gelmez kanlı perdelerin açılması demektir. Sabık Amerikan başkanlarının yaptığını Donald Trump daha çıplak ve pervasızca tekrarladığı için olup bitenler göze batıyor. Trump sayesinde çirkinlik abidesinin üzerindeki aldatıcı kisve biraz daha kalkıyor! Bazı şeyleri tekrar tekrar hatırlatmayınca olmuyor. Ancak saldırganlar ile Suudi Arabistan arasındaki bağlantıların anlatıldığı 28 sayfalık bölüm gizli tutuldu. Önümüzde seri katil soğukkanlılığında sırıtan bir dehşet döngüsü var: Askeri ve siyasi müdahalelerle cihatçı grupların beslendiği koşulları yaratan; işler çığırından çıkınca ve şiddet kendi sokaklarına ulaştığında teröre karşı sözde uluslararası koalisyon kuran; sivil kayıplarla yeni mağduriyetler yaratan; intikam hislerini körükleyen ve coğrafyadan coğrafyaya sıçrayan bir kısır döngü.
Asıl kritik mesele bu. Dilim sürçseydi de 'Merkelizm' deseydim. Arkası sıvazlanmış başbakanlık danışmanıdır. Taltif edildiğinden beri devlet tekmesinin adıdır. Siyasal-toplumsal türbülans potansiyeli ne kadar yüksekse siyaset yeteneği de o kadar derin. İran, Astana sürecinin sacayağından biri. Başından beri Rusya ve Türkiye ile birlikte ateşkesin garantörü. Batılı istihbarat servislerinin Amman Operasyon Odası üzerinden radikallerle çevirdikleri oyunları hatırlatmanız da sizi kurtarmaz!
Saldırılar devam ederse YPG, Rakka periferisindeki güçlerini kuzeye çekmek zorunda kalabilir. Bu ülke normalini kaybedeli çok oldu.
bir ask hikayesi şarkı sözü. bizimkisi bir ask hikayesi, siyah beyaz film gibi biraz gozyasi umut ve ihtiras bizimkisi alev gibi biraz alev gibi bizimkisi bir ask. Latife Yağmuru Lyrics: Bir hataydı bizimkisi, yalan bir aşk hikâyesi / Sözlerimin ibaresi, kifâyetsiz idaresi / Ben kusursuz sevmek istedim; / Sen.
Erdoğan kendisiyle özdeşleşen bir rejim değişikliği peşinde top çevirebildiği sürece bu mesajı almayacaktır. Amerikan bombaları insancıldır, masumları öldürmez, değil mi İvanka? Elbette Trump bu saldırıdan eli boş dönmüş sayılmaz. Kazanma trendindeki Suriye yönetimi, uluslararası bir müdahalenin önünü açan kimyasal saldırıda bulunacak kadar aptal mı? Üstelik, Rusya gibi uluslararası bir sigorta sahada yanındayken yakaladığı bu eşsiz ortaklığı neden tehlikeye atsın?
Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan "Hemen o bayrağınızı indirin, yoksa geri adım atmak zorunda kalırsınız" diye çıkıştı. Haliyle bu durum meseleye sınırları aşan bir konseptten bakmayı zorunlu kılıyor. Türkiye ve Rusya bu konuda ortak bir hesap içinde olabilir mi? Bu, üzerinde durulması gereken önemli bir nokta. Zurnanın zırt dediği yer işte burası. O noktaya giderken kilit konuma yükselen Kürtlerin tutumu belirleyici olacak.
Bu yüzden Rusya Kürtleri yakın planda tutuyor. Bu örgütlerden gelen açıklamalar alarm vermek için yeterli. Kürtler ve petrol… Bir kart olarak petrol güçler arasında dans etme imkânı veriyor. Ama aynı zamanda Kürtlerin geleceğini de dans ettiği güçlerin eline bırakıyor. Bütün kozların petrol üzerinden şekillenmesi manevra alanı açsa da ciddi bir zayıflığı da beraberinde getiriyor.
Suud'un Irak'la flörtünden ne çıkar? Trump'ın İran'ı kuşatma stratejisiyle Cübeyr soluğu Bağdat'ta aldıysa eski bir hesap güncellenmiş demektir: Direngen Şii'ye karşı edilgen Şii'yi bariyere dönüştürmek. Trump, Rakka'ya Kürtlerle mi gidecek Türklerle mi? Konuşmanın kayda değer tarafı Kürtlerle ilgili. Suriye krizi nadir bulunacak bir savaşın bütün çelişkilerini içeriyor. O yüzden günü gününü tutmayan tutumlar üst üste biniyor. Trump, George W.
Ama kuzeyin pratikleri, güneyin sonuna kadar görmezden gelebileceği bir çözüm modeli değil. Kürtlerin inşa ettiği özerkliğin önündeki kırmızıçizgi çok belirgin. Eski Halep'te Esad'ın posterleri dikildi, yaralı kentte Suriye bayrakları yeniden asıldı. Peki enkazın siyasi bir faturası olacak mı? Ateşkes, savaş yorgunu Suriyeliler için ufak bir teselli.
Bu teselliyi yok eden ise 5. İdlib, cihadi örgütlerin Suriye için düşledikleri modelin pratik bulduğu bir vilayet. Sırtını yasladığı yer Türkiye. Suriyelileşen bir Türkiye, düşürülen bir uçak ve yerde yatan bir Büyükelçi… Başka ne çare? Ruslar da Türkler gibi bunu Türk-Rus ilişkilerine suikast olarak okumayı tercih ederse mesele çok ciddi bir krize dönüşmeden atlatılabilir. Düşen Halep bir kurbandı. Ya cihatçılardan kurtarılan Halep? O da Türk-Rus ilişkilerindeki normalleşmenin diyeti!
Barıştan kim ne anlıyor? Meselenin anlaşılması için Rumlara kulak verip, Rum mülklerine yerleştirilen ve yarın endişesi taşıyan Türkiyeli Türklerin arasından geçip, 'ten beri siyasal ve kültürel olarak asimile edilmekten ve ekonomik olarak Türkiye'ye bağımlı hale gelmekten yakınan Kıbrıslı Türklerin hissiyatını bilmekte fayda var. Aşağıda Halep düştükçe sancısı yukarıyı vuruyor. Komşuda devrim macerasının doğasında bu var! Bugünlerde bizimkiler de o kapıyı tokmaklıyor.
Umuda açılır sanıyorlar, seraptır ve dahi yalan!